Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği), 0-12 yaş arası çocukların ağız-diş sağlığını ve çene-yüz bölgesi gelişimini takip ve tedavi eden aynı zamanda koruyucu önlemleri de içine alan diş hekimliği dalıdır.
Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği), 0-12 yaş arası çocukların ağız-diş sağlığını ve çene-yüz bölgesi gelişimini takip ve tedavi eden aynı zamanda koruyucu önlemleri de içine alan diş hekimliği dalıdır.
Pedodontist Kimdir?
Pedodontistler (Çocuk Diş Hekimi); Diş Hekimliği Fakültelerinde 5 yıllık lisans eğitimlerinin ardından Pedodonti Anabilim Dalında uzmanlık ya da doktora eğitimi almış diş hekimleridir.
Pedodontistler çocukların diş hekimi korkusu oluşmadan süt ve daimi dişleri için gerekli tedavileri uygular, ağız diş sağlığı hakkında gerekli bilgilendirmeleri yapar, çocukların çürük risk durumuna göre beslenme alışkanlıklarını düzenler, fissür örtücü, flor tedavisi gibi koruyucu uygulamaları, koruyucu ortodontik tedavileri ve klinik şartlarda uyum sağlanamayan, özel ilgi gerektiren çocukların diş tedavilerini ameliyathane şartlarında sedasyon ya da genel anestezi altında yapar.
Çocuğumun İlk Diş Muayenesi
Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organisation-WHO) ve Amerikan Pediatrik Diş Hekimleri Birliği ilk diş hekimi muayenesinin ilk diş çıktıktan sonra yapılmasını (genellikle 6 ay – 1 yaş arasında) önermektedir. Çocuk diş hekimlerinin öncelikli görevi; çocuklarınızın dişlerini çürüklerden korumaktır. Erken yaşta yapılan ilk diş muayenesinde amaç; sizlere çürükleri önlemek için neler yapmanız gerektiğini anlatmak ve sizi düzenli aralıklarla çağırarak bebeğinizin diş sağlığını kontrol etmektir.
İlk diş muayenesinde çocuk diş hekimlerinin amacı; ayna ve ışık yardımıyla çocuğun dişlerine bakarak var olan problemleri ve tedavi alternatiflerini ailesiyle paylaşmak, dişlerin nasıl temizlenmesi gerektiğini anlatmak, beslenme ve koruyucu uygulamalar hakkında ebeveynleri bilgilendirmektir. Bu işlemler yapılırken kullanılan tüm el aletleri çocuklara anlatılır, ne işe yaradıklarını gösterilir hatta bazı aletleri onların kullanmasına izin verilebilir.
Anne babalar muayene öncesinde kendi kaygılarını çocuklara yansıtacak davranışlardan kaçınmalı, ‘’korkma, acımayacak’’ gibi olumsuz düşünceler yaratabilecek kelimeleri kullanmamalı ve çocuk üzerinde baskıcı olmamalıdırlar.
Süt dişleri ile ilgili genel bilgiler
Süt dişleri doğumdan sonraki 6. ayda sürmeye başlar ve çoğunlukla 2,5 yaşında toplamda 20 süt dişinin sürmesi tamamlanır. Sürme zamanlarındaki 6 aylık sapmalar normal kabul edilir. Süt dişleri anatomik ve yapısal olarak daimi dişlerden farklılık gösterirler bu sebeple çürük oluşumuna ve ilerlemesine daha yatkındırlar.
Süt dişlerinin çocuklar için beslenme, konuşma, estetik, alttan gelecek dişlere yer tutma gibi görevleri vardır. 6-12 yaş arası karışık dişlenme dönemi olarak bilinir bu dönemde ağızda hem süt dişleri hem daimi dişler vardır. Bu dönemde ağızda mevcut olan çürük süt dişleri daimi dişler için risk oluşturmaktadır bu sebeple tedavileri gerekmektedir.
Süt Dişi Çürüğü
Diş çürüğü, bulaşıp yayılabilen, kronik ve enfeksiyöz bir hastalıktır. Çürüklerin ilerlemesi ve sinir dokulara ulaşması ile dişte hassasiyet, ağrı, iltihaplanma meydana gelebilir. Bu çocuğun doğru beslenememesine, uyku bozuklukluklarına dolayısı ile hem çocuğun hem ailenin yaşam kalitesinin etkilenmesine neden olur. Ön bölgedeki çürükler estetik açıdan da kötü gözüktüğü için sosyalleşme sırasında çocuğa sıkıntı verebilir. Erken diş kayıpları sonucu, ağız içinde yer kayıpları ve maloklüzyon dediğimiz çene kapanış bozuklukları meydana gelebilir. Bu çürükler çocuğun yaş ve uyum durumuna göre klinikte klasik yöntemlerle ya da genel anestezi altında tedavi edilebilir. Diş çürüğünün tedavisi geciktirilmemeli ve ertelenmemelidir.
Annenin uzun süreli emzirmesi, biberon kullanımı, gece beslenmeleri, şekerli gıdaların sık tüketimi, yetersiz ağız bakımı sebebiyle çürükler oluşmaktadır. Biberonla ya da anne memesinden direkt alınan süt uykuya geçişle beraber dişlerin yüzeylerinde birikmektedir. Hem anne sütü hem de inek sütü besleyiciliği fazla ve yüksek şeker içeren bir besin türüdür. Uyku sırasında tükürük akışı neredeyse sıfıra düştüğü için dişler temizlenememekte ve ağızda bulunan çürük yapıcı mikroorganizmalar asit oluşturarak çürüğün başlamasına neden olmaktadırlar.
Besin maddelerinin dişe temas süresi arttıkça çürük yapma ihtimalinin arttığı unutulmamalıdır. Genellikle ilk süren dişlerden olan ve süt ile en çok fiziksel teması bulunan üst kesici dişler ilk olarak etkilenir. Önlem alınmaması durumunda diğer dişlere yayılır. Ayrıca meyve sularının aynı şekilde verilmesi, yalancı memenin bala ve reçele batırılması, bebeğe şekerli yiyecekler verilmesinin de aynı etkilere sahip olduğu ve oluşan erken çocukluk çağı çürüklerinin şiddetinin ve yaygınlığının artmasına neden olduğu bilinmektedir.
Biberon çürükleri, ilk olarak dişlerin minesinde tebeşirimsi beyaz lekelenmeler ile başlar. Zamanla mineden doku kayıpları görülür ve beyaz tebeşirimsi lekelenmelerin yerini sarı-kahve lekelenmeler alır. Çoğunlukla aile dişlerdeki çürüğü fark ettiğinde çürükler oldukça ilerlemiştir. Bazen de aileler bunları demir lekelenmeleri ile karıştırmaktadırlar.
Bebek ağızda biberon ile uyumamalıdır, sütünün içine besleyiciliğini arttırmak için bal pekmez konmamalıdır, bebeğin emziği ya da kaşığı ebeveyni bakıcısı tarafından ağıza alınmamalıdır, biberonla süt içtikten sonra çocuğun mutlaka su içmesi sağlanmalıdır.
Süt dişleri geçici bir dönem ağızda bulundukları için anne ve babalar tarafından genellikle nasıl olsa bu dişler değişecek düşüncesi ile pek önemsenmez. Ancak unutulmamalıdır ki süt dişlerindeki çürükler, daha sonra gelecek kalıcı dişlerin gelişimlerini etkileyerek gerilerine zarar verebilirler.
Çocuklarda 6 yaşında ilk1 kalıcı dişlerin sürmesi ile başlayan ve yaklaşık 12 yaşında tüm süt dişlerinin düşmesi ile tamamlanan dönem karışık dişlenme dönemi olarak adlandırılır. 6 yaş çocukların henüz ağız hijyenini çok iyi sağlayamadıkları bir yaştır, buna rağmen çocukların ağzında ömür boyu kullanacakları ilk daimi dişleri ağızdadır.
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu ve beslenme bozukluğuna yol açar. Zamanında tedavi edilmeyen çürük dişler çekilmek zorunda kalır ve ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk, çekilmedikleri zaman da genel sağlık problemlerine sebep olacaktır.
Pedodonti hakkında merak edilenler...
Fırçalama
İlk diş çıkar çıkmaz yumuşak, nemli bir gazlı bez veya tülbent ile temizlenmeli, parmak fırça ile fırçalanmalıdır. Çocukların kendi ayakkabı bağını bağlayabildiği, kendi saçını temizleyebildiği yaşa kadar yani motor fonksiyonlarının geliştiği 9-10 yaşa kadar dişlerini fırçalamasına ebeveynleri yardımcı olmalıdır. Dişler kahvaltıdan sonra ve yatmadan önce, günde 2 kez en az 2’şer dakika fırçalanmalıdır. Türk Pedodonti Derneği (TPD), Avrupa Pediatrik Diş Hekimliği Akademisi (EAPD) ve Amerikan Pediatrik Diş Hekimliği Akademisi (AAPD) çocuklarda diş çürüklerinin önlenmesi ve kontrolüne yönelik kapsamlı programların önemli bir parçası olarak günlük florür kullanımını onaylamaktadır. Florür kullanımı hakkında pek çok farklı görüş olmasına rağmen tedevilerimizde rehber aldığımız TPD, EAPD, AAPD’nin güncel raporlarında daha önce bebeklerde florür kullanımın önerildiği 2 yaşına kadar beklemek yerine, bebeğin ilk dişi çıkar çıkmaz yani 6. Aydan itibaren florürlü diş macunu kullanımı önerilmektedir. Bebeklerin dişlerinin sürüntü şeklinde günde iki kez fluorürlü diş macunu ile fırçalanmasının bebekler yutsa bile güvenli olduğu bildirilmiştir. Bu çok küçük miktarların 6 aylık bebekler için bile güvenli olduğu hesaplanmış olup yine de bebeğinizin diş macununu yutmaması için fırçalama sonrası dişlerin üzerindeki macunu temiz bir gazlı bez veya havluyla silebilirsiniz. Fırçalama sonrası durulama yapılması önerilmemektedir. Diş macunu kullanım miktarı 0-2 yaş için sürüntü şeklinde ya da pirinç tanesi kadar, 2-6 yaş arası çocuklar için bezelye tanesi büyüklüğünde olmalıdır. İkinci yıldan itibaren tükürme refkesleri başlayan çocuğunuza fırçalama sonrası tükürmeyi öğretebilirsiniz. Çocuk diş hekimi çocuğunuzun yaş ve ihtiyacına göre uygun boyutta bir fırça ve fluoridli diş macunu önerisinde bulunur.
Flor Uygulaması
Fluorid diş minesini güçlendiren, çürük yapıcı bakterilerin yapısını bozan ve öğünler sonrası oluşan asit ataklarına karşı diş minesinden mineral kaybını engelleyen, diş yapısını çürüklere karşı daha dirençli bir hale getiren doğal bir bileşiktir. Yerel fluorid uygulaması jel kıvamında yüksek düzeyde fluorid içeren bir preparatın diş yüzeylerine fırça ile uygulanmasını ifade eden uygulaması kısa süren koruyucu diş tedavisidir. Çocuk diş hekimi muayenesinde hastanın yaşı, çürük sayısı ve yeni çürük oluşturma riski, beslenme biçimi gibi etkenler göz önünde bulundurularak fluorid tedavisinin gerekliliğine ve uygulama sıklığına karar verilmektedir. Muayenehane koşullarında ve düzenli olarak yapılan fluorid uygulaması tamamen güvenlidir ve koruyuculuğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Fluor jel uygulaması çocuğunuzun bulunduğu çürük risk grubuna göre 4 ile 6 ay etkilidir.
Fissür Örtücü
Süt ve daimi azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerindeki girinti ve oluklara ”fissür” denir. Bu bölgeler temizlenmesi zor ve yiyecek birikimi yüksek alanlar olup, çürüğe en elverişli diş bölgeleridir. Fissür örtücü uygulaması koruyucu diş tedavisi olup, girinti ve olukların dolgu ile doldurulup özel ışıkla sertleştirilmesi işlemidir. Süt dişlerine yapılanlar dişler düşene kadar kalır.
Daimi dişlere yapılan fissür örtücülerin zamana bağlı aşınmalar minik kırılmalar harici süresiz kullanımı mümkündür. Düzenli kontrollerde; aşınma, minik kırıklar, düşmeler hekim tarafından düzeltilir veya yenilenir. Fissür örtücü uygulaması ağrısızdır, uyuşturma gerektirmez, işlem süresi kısa olup normal dolgudan daha kolay ve daha az maliyetlidir.
Dental Travma
Çocuklarda dental travmalar; ev kazaları, trafik kazaları, okulda teneffüslerde çocukların çarpışması, kışın karlı havalarda kayıp düşmeler, yazın bisiklet kazaları ve havuz kenarında düşmelere bağlı olarak meydana gelebilmektedir. Böyle bir durumda yapılması gereken ilk şey çocuğun genel durumunu ve baş boyun bölgesinde başka bir yaralanma olup olmadığını kontrol etmek olmalıdır.
Travma alan bölgede varsa yabancı cisimler uzaklaştırılmalı, temiz bir gazlı bezle hafif tampon yapılarak kanama kontrol altına alınmalıdır. En kısa süre içinde kırık diş parçası bulunup sütün içine konarak diş hekimine gidilmelidir. Çocuk diş hekimi klinik ve radyografik muayenesi sonucunda gerekli tedaviyi uygular.