Beyazlatıcı diş macunları, ağız suları, diş ipleri ve sakızlar gibi reçetesiz beyazlatma ürünleri en iyi ihtimalle etkisizdirler ve bazı beyazlatıcı diş macunları çok aşındırıcı olabilir ve mineye zarar verebilirler. Beyazlatıcı diş macunları ile dişi fırçalama dış renklenmeyi mekanik anlamda giderebilir, renkte çok az ya da hiç değişiklik olmaz. Aslında bu ürünlerde yazan beyazlatıcı ibaresi yanıltıcıdır çünkü dış renklenmenin biraz  temizlenmesi dişin beyazlamış olduğu anlamına gelmez. İç renklenmeyi gidermek için karbamid peroksit ya da hidrojen peroksit gibi beyazlatma ajanlarına ihtiyacınızı vardır. Bu ajanlar etkili olabilmek için mineyle belli bir süre temasta olmalıdır. Bu ajanları içerdiğini iddia eden diş macunları bile etkili değildir, çünkü çok düşük miktarlarda peroksit içerirler ve yeteri kadar dişle temasta olmadıkları için herhangi bir farklılık yaratmazlar.

Klinikte doktor tarafından uygulanan sistemler daha hızlı ve etkin cevap veren alternatiflerdir.  Bu metot kısıtlı zamanı olan veya hemen etkisini görmek isteyen herkes için oldukça faydalıdır. Birçok hasta klinikte yapılan beyazlatmayı ev biçimi beyazlatmayla birlikte kullanmaktadır. Ev tipi beyazlatmanın önceden kullanılması klinikte beyazlatma için dişi hazırlayarak daha iyi sonuçlar alınmasını sağlayacaktır.  Ayrıca klinikte uygulamanın ardından beyazlatmanın daha etkili olması ya da elde edilen rengi uzun süre kalıcı olması için kullanılabilir. Ev tipi beyazlatma sistemlerini elde edilen rengi muhafaza etmek için önemli bir olay öncesinde ya da yılda birkaç kez kullanmanız önerilir. Klinik tipi beyazlatma işlemleri diş hekimlerine yaklaşık bir saatte 6-8 tona kadar açmaya imkan verir.

İyi ağız bakımıyla işlem 2 yıldan daha fazla etkisini koruyabilir ve şu anki çalışmalar birçok hastanın ilk renk değişikliğini tedaviden 6 ay sonra yaşadıklarını göstermiştir. Tabi ki sigara içen, koyu çay ve kahve içen, kırmızı şaraba düşkün olan ve diğer boyamaya müsait yiyecekleri ve içecekleri tüketen hastaların diş rengindeki geri dönüş daha hızlıdır ve ilave beyazlatma ihtiyacı duyulur. Kişiye özel ağızlıkla evde yapılan beyazlatma işleminde geri dönüş daha zordur fakat istenilen sonucu almak uzun sürer.

Evet, beyazlatma öncesi bir diş hekiminin muayenesini yapıp apseli dişleri, çürükleri, iç ve dış resorpsiyonları ve diğer patolojik problemleri tespit edip teşhisini koyması gereklidir. Diş hekiminiz hangi dişinizin restorasyon olduğunu ve beyazlamayacağını söyleyerek sonraki işlemlerin planlanmasında size yardımcı olacaktır.

Her hasta beyazlatma için uygun aday değildir. Eğer diş renginde dolgularınız, kaplamalarınız ya da ön dişlerinizde bondingleriniz  varsa bu materyallerin rengi beyazlamayacağından yeni beyazlamış gülümsemenizde bu eski tedaviler sırıtacaktır. Uzun dönemde bu mükemmel gülüşü sağlayacak alternatif istediğiniz renk seçeneğine sahip olan porselen venerler (porselen laminalar)dır.

Gördüğümüz bu dişler deniz kabukları gibi ince işlenmiş ve dişlerinizin yüzeyleri  üzerine daimi olarak yapıştırılan porselen venerlerdir. Bu venerler dişler arasındaki geniş boşlukları kapatabilir, estetik olarak çapraşık ve dönmüş olan dişleri düzeltebilir ve kişinin diş rengini istediği tona kadar açabilir.

Kahve, kola, çay, domates, havuç suyu gibi renkli herhangi bir şeyden uzak durmalısınız. Açık renkli şeyler yiyip, hassasiyet yaşamamak için oda sıcaklığına yakın derecede yiyecek ve içecekler tüketmelisiniz. Son beyazlatma seansından sonraki 24 saat içerinde dişlerinizin üzerindeki pürüzler kapanır, ve floritten zengin tabaka diş minesini korumak için tekrar oluşmaya başlar. Yaklaşık bir hafta renkli besinlerden uzak durmalısınız. Lekenin zamanla biriken bir şey olduğunu unutmayın, ne kadar açık renkli besinler tüketirseniz ve de ağız hijyeninize dikkat ederseniz bir dahaki beyazlatma seansına o kadar uzun süre sonra gerekecektir.

Genellikle 13 yaşın altındaki hastalara klinikte bayazlatma işlemi uygulanmamaktadır. Aslında birçoğu 16 yaşına kadar beklemeyi tercih etmektedirler. Özel bir durum mevcutsa ailesin izniyle özel beyazlatma ağızlığı yapılarak, çok düşük dozda jellerle işlem yapılabilir.

Öncelikle detaylı bir muayene yapılması gerekir. Hassasiyetin acil olan başka bir sorundan (büyük bir çürük, kırıkdiş vs) kaynaklanmadığından emin olunmalıdır. Sonrasında beyazlatma esnasında olabildiğince rahat olmanız için hekiminiz önlemler alır. Örneğin açık olan herhangi bir kök yüzeyini, aşınmış mine yüzeyi beyazlatma jelinden korumak için kapatır. Floritli diş macunları işlem öncesi ve sonrasında kullanılabilir. Hassasiyet giderici solusyonlar muayenehanede ya da size özel yapılan beyazlatma ağızlıklarında uygulanabilir. Yine ağrı kesici vb. ilaçlar diş hekimizce önerilirse hassasiyeti atlatabilmeniz için kullanılabilir.

Bazı hastalar tedavi boyunca hassasiyet yaşayabilir, bazıları hiç yaşamaz. Genellikle hassasiyet tedaviden sonraki 24 saat içerisinde gerçekleşir. Daha yaşlı dişlerde sinirler daha derinde olduğundan ve yüzeyden daha uzağa göç ettiğinden hassasiyet daha az olur. Diş eti çekilmesi, kök yüzeyi açılması ya da mine aşınması çok olan olan hastalarda beyazlatma jelinin direkt temas etmesi nedeniyle daha fazla hassasiyet olabilir.

Normalde diş etlerinizin beyazlamaması gerekir. Fakat işlem esnasında diş etini korumak için sürülen özel madde çeşitli nedenlerden dolayı (çenenin hareket etmesi, tükürüğün sızması) diş etinden ayrılabilir. Böyle bir durumda korkmanızı gerektiren bir durum yoktur. Kullanacağınız e vitamini ve ağrı kesici jeller kısa sürede diş etinin toparlamasına yardım edecektir.

Evet bazı insanların dişleri beyazlatmaya karşı daha dirençlidir. Bunun nedeni dişlerinin renginin baskın bir gri tonunda olması ya da dişlerinde tetrasiklin renklenmesi bulunması olabilir. Neden ne olursa olsun bu kişilerde bile derin beyazlatma tekniği gayet kullanışlı olacaktır. Bu teknik ilk seansta dişlere yüzey şekillendirme yapılır, sonrasında evde kullanılan kişisel ağızlıkla yavaş, zamanla salınan jeli kullanılarak, derin temizleme etkisi mineye beyazlatma ajanını maksimum temas sağlamak için kullanılır. Evde uygulanan beyazlatmadan bir kaç hafta sonra hastanın istediği etkiyi oluşturmak için klinikte tam bir beyazlatma seansı uygulanır.

Genelde diş macunları dişleri boyamaz. Ancak beyazlatma işlemi devam ettiği sürede beyaz diş macuu kullanımı tavsiye edilir. Beyazlatma sonucunda diş yüzeyleri daha pürüzlü hale gelir bu aşamada daha beyaz hale gelmeye ya da renklenmeye karşı daha dirençsizdir. Beyazlatmadan sonraki 24-48 saat içerisinde mine floritten zengin koruyucu tabakayı yeniden oluşturur ve diş macunundaki renklere karşı duyarlı olmamaya başlar. Ayrıca macun köpürmeye başladığı zaman diş yüzeyindeki renk yoğunluğu da azalır.