İmplant operasyonları lokal anestezi veya damardan sedasyon ile beraber uygulanan lokal anstezi ile yapılır. Gayet komforlu işlemlerdir. Çoğunlukla kişiye ve onun sağlık geçmişine bağlı olarak genel anestezi gerekebilir. Bazen operasyon sonrasında orta şiddette rahatsızlık ve şişlik oluşabilir fakat bu doktorunuzun yazacağı reçeteyle alınan ağrı kescilerle kontrol edilemeyecek bir şey değildir. Her ameliyatta önlem amaçlı antibiyotik kullanılır.

İmplantlarda tartışılması gereken bir diğer konu dişin çekiminden hemen sonra çekim boşluğuna implant yerleştirilmesi konusudur. Diş hekimleri genellikle diş çekimi sonrası implantı yerleştirmek için 6 ay beklerler. Ancak bu tedaviyi eretelemek ve kalan kemiğin o zamana kadar incelmesine yol açmak anlamına gelebilir. İnce ve erimiş bir kemik gülüş estetiğinin oluşturulmasında riskli olabilir. Bu nedenle aksine neden olan bir durum söz konusu değilse çekim sonrası implant yüklenmesi hemen yapılabilir.

 Şu durumlarda çekim sonrası implant önerilmektedir:

1. Diş travmaya bağlı olarak kaybedildiğinde
2. Dişler tamir edilemecek büyüklükte kırığa bağlı çekilmek zorunda kaldığında
3. Arkasından daimi diş gelmemiş, kökü erimiş kalan süt dişlerinin çekimden sonra
4. Kanal tedavisi başarısız olmuş dişlerin yerine, kemikte ciddi iltihap, apse olmadığı durumlarda.

  Diş çekimi sonrası implantın hemen yerleştirilmesinin dezavantajı çekim sonrası oluşan boşluğun kemikle birebir uyumlu bir kemik ilişkisi bulundurmamasıdır. Sonuçta implantın kemikle kaynaşabilmesi için en az 2 ay beklenmektedir. Hangi sistemin ve ya tekniğin kullanıldığına bağlı olarak implantın üzerine kaplama yapılması 2 ila 6 ay arasında değişmektedir. İmplantın çekim sonrası hemen yerleştirilmesinin 10 yıllık dikkatli bir klinik inceleme sonrasında başarı şansının dişsiz alana yerleştirilen implanta yakın olduğu kanıtlanmıştır.

Unutmayın ki bu işlem genellenemez kişiye özgüdür ve anlattığımız kriterlere uyan kişilere yapılabilir.

Dişler çene kemiğini besleyen organlardır. Dişin eksilmesi halinde çene kemiği desteğini yitirir. Çiğneme esnasında dişlerin çene kemiğine yaptığı basınç ortadan kalkar. Bu da eksik dişin olduğu bölgede kemik erimesine sebep olur.

Klasik tip protezler diş kökünün yerini tutmadığından kemik erimesi hızlanarak devam eder. İmplantlar, diş kökleri gibi çene kemiğini destekler ve diş üzerinde oluşan basıncı çene kemiğine iletirler. 

İmplantlar diş kökünü taklit eden yapılar olduğundan kemik ve çevre dokular, doğal diş kökünü kavradığı gibi implantı sarar. Bu sayede kemik erimeleri engellenir.

Şeker hastalarında hastalık kontrol altında ise doktor konsültasyonu alınarak gerekli tetkikler yapıldığı takdirde implant uygulaması yapılabilir.
Tansiyon, kalp rahatsızlığı olanlarda, baypas ameliyatı geçirmiş kişilerde, kalbinde stent olan hastalarda doktor kontrolünde oldukları ve ilaçlarını düzenli kullandıkları sürece implant tedavisi yapılabilir. Aşırı kemik erimesi olan kişilerde ise kemik ve kan ölçümlerine bakılarak tıp doktorlarının onayı doğrultusunda implant uygulamasına karar verilir.

Genel sağlık durumu iyi olan herkese, implant tedavisi yapılabilir. Bu tedavide bir üst yaş sınırı yoktur. Genç bireyler içinse kemik gelişimini tamamlamış olmak gerekmektedir. Gençler için 16-18 yaş sınırı olarak kabul edilebilir.

İmplantlar, insan vücuduyla mükemmel bir uyum sağlayan titanyum yapılmaktadır. Titanyum, senelerdir tıbbın birçok alanında güvenle kullanılmaktadır. Bu nedenle doku reddi söz konusu değildir. Vücut titanyuma karşı herhangi bir iltihabi ya da alerjik reaksiyon oluşturmaz. Dentali implant tedavileri 60’lı yılların ortalarından beri başarılı bir şekilde yapılmaktadır.

Dental implantlar kırk yıldan fazla süredir kullanılmaktadır. Bu uzun süre içerisinde titanyum esaslı implantlara karşı bilinen hiç bir alerjik durum görülmemiştir. Titanyum hiçbir alerjik bileşen içermez ve vücut içerinde tamamen etkisizdir.

İmplant tedavisi için kemik miktarı yeterli değilse bazı cerrahi işlemlerle yeni kemik oluşturulabilir. Kemiğin genişliği yetersiz ise kemik grefti kullanılarak kemik miktarı arttırılabilir.  Kemiğin çok ince olduğu durumlarda ise bu işlem yeterli olmaz. Bu durumlarda da “onley kemik grefti “ olarak adlandırılan işlemle ağız içinden kemik parçası alınarak implant uygulanak olan bölgeye yerleştirilerek kemik miktarı artırılabilir. Kemik yüksekliğinin yetersiz kaldığı durumlarda ise distraksiyon yöntemi ile kemik uzatılarak yeni kemik kazanılır.

Üst çene kemiğinin sağ ve sol bölümlerinde “sinüs” adı verilen boşluklar bulunmaktadır. Bu boşluklar uzun süreli dişsizlik nedeniyle hava basıncının etkisi ile genişleyebilir ve aşağıya doğru sarkabilir. Bu durum sinüs bölgesinin altında kalan dişsiz bölgelere implant yapılmasını engelleyebilir. Bu durumda tedavi yöntemi olarak”sinüs lifting” adı verilen, sinüslerin hacmini azaltıp, kemik hacmini arttırmayı sağlayan özel bir cerrahi müdahale uygulanabilir.

Sinüs lifting operasyonları, genellikle lokal anestezi altında uygulanır ancak isteğe bağlı olarak sedasyon ya da genel anestezi altında da uygulanabilmektedir.  Operasyon sonrası kemik oluşumu tamamlandıktan sonra implant uygulamalarına geçilebilir. Genel olarak sinüs lif operasyonu sonrası 4-6 ay kadar beklenir. Bazı durumlarda sinüs tabanındaki kemik kalınlığı miktarına bağlı olarak sinüs lifting ve implant uygulaması aynı seansta uygulanabilir.

İmplantların uzun dönem başarısı iyi bir operasyonundan sonra uygun ağız bakımı ve diş hekimi kontrollerine bağlıdır. Ameliyattan hemen sonra bile ağrınızın müsaade ettiği kadarıyla temizliğe dikkat etmeli yumuşak fırçalarla yaralı bölgeleri temizlemelisiniz. İmplantlarda dişlerdeki gibi çürük ve diş eti hastalıkları oluşmasa da peri- implantitis denilen implant etrafındaki yumuşak doku iltihabı oluşabilir. Bunu engellemek için kendi doğal dişlerinizi fırçaladığınız gibi implant üstü protezlerinizi de fırçalamalı ve diş ipi kullanmalısınız. Hattafırça ya da diş ipinin ulaşamadığı yerler için tasarlanmış özel diş arası fırçlar (interproksimal diş fırçaları), protez altına giren özel diş ipleri (superflosslar) ve ağız duşlarıyla tam bir ağız bakımı yapmak hem implantlarınızın hem de yaklaşık 10 yıl kullanabileceğiniz protezlerinizin ömrünü uzatacaktır. Ayrıca en az 6 ayda bir yapacağınız diş kontrollerinizi de kaçırmamalısınız.

İmplant gerek görünüm gerek fonksiyonel olarak kaybedilmiş dişlerin yerini tutar. İmplant sabit kök olduğundan klasik protezlerin verdiği yabancı cisim hissini uyandırmaz diğer protezler gibi konuşma ve çiğneme sırasında ağızda hareket etmez. İmplant, rahat çiğneyebilme imkanı sağlar, sert ve kuru yiyecekleri dahi rahatlıkla yiyebilmenize yardımcı olur.

İmplantların ömrü de doğal dişleriniz kadardır. Başarılı bir implant tedavisi sonrasında ağız ve diş sağlığınıza önem verdiğiniz ve bakımlarını tam yaptığınız sürece uzun yıllar sorunsuz olarak ağzınızsa kalacaktır. Ağızda 30 yılı aşkın boyunca sağlam kalan implantlar klinik olarak tespit edilmiştir.

Hayır, bunun için endişelenmeyin. İmplantlar manyetik değildir ve detektörü etkilemek için fazla küçüktür. Detektör implantlarınız için uyarı verse bile sorunu çabucak ve kolayca açıklayabilmeniz için bir implant kimliğiniz olacaktır.

Hayır, implantların elektromanyetik etkisi yoktur. Kalp pilinizin çalışmasını herhangi bir şekilde etkileyemez.

İmplant tedavisi diş hekimliğinde özel bir uzmanlık alanıdır. Bu nedenle bu tedaviyi gerçekleştirecek olan hekimin bu konuda eğitim almış, bu alanda uzmanlaşmış olması gerekir. Cerrahi prosedürü yerine getirebilmek için ağız cerrahı, implatolog ya da periyodontolog ve protez uzmanından oluşan bir ekip gerekmektedir. Aksi takdirde tedavi başarılı bir sonuçtan çok uzak olacaktır.